Amaç: Brucella ve Coxiella geniş bir coğrafik dağılım gösteren zoonotik patojenlerdendir. Bu çalışmada, Türkiye'nin güneydoğusunda yaşayan risk ve kontrol grubunda bulunan kişilerde Brucella ve Coxiella burnetii antikorlarının prevalansının araştırılması amaçlanmıştır.Yöntemler: Kesitsel bir çalışmadır. Çalışma kapsamına alınan kişilere yaş, cinsiyet, semptom ve risk faktörlerine ilişkin anket formları uygulanmıştır. Brucella antikorunun varlığı Brucellacapt testi ile araştırılmıştır. Coxiella burnetii (C. burnetii), immunoglobulin M (IgM) ve immunoglobulin G (IgG) antikorları Enzyme-linked immunosorbent assay (ELİSA) ile araştırılmıştır. Pozitif ve kuşkulu saptanan örnekler Immunofluorescent assay (IFA) testi ile doğrulanmıştır. Bulgular: Risk grubunda bulunanların %27,7'si çiftçi, %27,3'ü kasap, %22'si laboratuvar personeli, %20'si mezbaha işçisi, %3'ü veteriner, kontrol grubunda bulunanların %36,7'si ev hanımı, %35'i esnaf, %28,3'ü memurlardan oluşmuştur. Brucella antikor pozitifliği >= 1:40 titrede, risk grubunda %22, kontrol grubunda %14,7 (p=0,020), >=1:160 titrede, risk grubunda %6,7, kontrol grubunda %2,7 oranında saptanmıştır (p=0,020). C. burnetii IgM pozitifliği risk grubunda %2, kontrol grubunda %0,7, IgG pozitifliği risk grubunda %40, kontrol grubunda %37,3 oranında saptanmıştır. Risk ve kontrol grubu arasında C. burnetii IgM ve IgG pozitifliği açısından anlamlı bulunmamıştır (p=0,285, p=0,502). Sonuç: Risk grubunda kontrol grubuna göre yüksek oranda brucellozis prevalansı saptanması ve özellikle risk grubundakiler olmak üzere ciddi bir toplum kesiminin C. burnetti ile karşılaşma ihtimalinin bulunması, bize zoonotik hastalıkların kontrolünün önemini göstermektedir.
Objective: Brucella and Coxiella are zoonotic pathogens with a broad geographic distribution. In this study, we investigated the prevalence of Brucella and Coxiella burnetii (C. burnetii) antibodies among at-risk and control groups living in southeastern Turkey. Methods: Cross-sectional study. Age, gender, symptoms, and risk factors of subjects were obtained by questionnaire. The presence of Brucella antibodies was determined by Brucellacapt tests. C. burnetii IgM and IgG antibodies were detected by enzyme-linked immunosorbent assay. Positive and equivocal samples were confirmed with an indirect fluorescent-antibody test. Results: The risk group was composed of farmers (27.7%), butchers (27.3%), laboratory workers (22%), slaughterhouse workers (20%), and veterinarians (3%). The control group was comprised of housewives (36.7%), tradesmen (35%), and office workers (28.3%). For Brucella, 22% of the risk group and 14.7% of the control group had a titer>=1:40 (p=0.020). Of the risk and control groups, 6.7% and 2.7%, respectively, had a titer >=1:160 (p=0.020). C. burnetii IgM and IgG antibodies were detected in 2% and 40% of the risk group subjects and in 0.7% and 37.3% of the control group subjects, respectively (p=0.285 and p=0.502). Conclusion: The high prevalence of brucellosis in risk groups compared to the control group and the probability of exposure to C. burnetii, in several sections of the community, especially the risk groups, show the importance of the control of zoonotic diseases.
